31 Ocak 2025

Kocaeli’nin Güncel ve Tarafsız Haber Portalı

Kocaeli’nin nabzını tutan güncel ve tarafsız haber kaynağınız: Ekonomi, spor, teknoloji ve magazin burada!

DNA’nın yapıtaşları uzayda bulundu

İlk kez asteroitlerde DNA molekülünün yapı taşları bulundu. Son bulgular, yaşam koşullarının güneş sisteminin başka yerlerinde de var olabileceğini gösteriyor.

“`html

Deoksiribonükleik asit olarak bilinen DNA, hemen hemen tüm hücrelerimizde bulunan ve bireylerin genetik özelliklerini belirleyen büyük moleküllerden biridir. İlginç bir şekilde, DNA’nın temel yapı taşları ilk kez bir asteroitten alınan örneklerde tespit edilmiştir; bu durum, yaşamın uzayda kök salmış olabileceğini akıllara getiriyor.

2016 yılında NASA’nın Osiris-Rex misyonu, Bennu adlı asteroitte araştırmalar yapmak üzere yola çıktı ve bu misyonun döngüsü 2023’te tamamlandı.

YAŞAMIN TEMEL TAŞLARI

İlk analizler, DNA molekülünün çift sarmal yapısını oluşturan dört nükleotid bazının – Adenin, Guanin, Sitozin ve Timin – tamamının var olduğunu göstermiştir.

Dünya üzerindeki her canlı, bir organizmayı inşa etmek ve devam ettirmek için gerekli genetik bilgiyi içeren DNA’ya sahiptir.

Bu, bir asteroitte bu dört nükleotid bazın bir arada tespit edildiği ilk vakadır; ayrıca, örneklerin Dünya üzerindeki yaşamın protein sentezi için gereken 20 amino asitten 14’ünü içerdiği de tespit edilmiştir.

Örneklerde elde edilen bulgular, erken güneş sisteminde yaşam koşullarının yaygın olabileceğini gösteriyor.

11 ÖNEMLİ MİNERAL TESPİT EDİLDİ

NASA, bu bulguların Dünya’daki yaşamın tetiklenmesinde uzaydan gelen kayaların rolünün yanı sıra, erken güneş sisteminde hayat için uygun koşulların bulunma olasılığını artırdığını duyurdu.

NASA Bilim Görevi Müdürlüğü’nde yardımcı yönetici olarak görev yapan Nicky Fox’un açıklamaları şu şekildedir:

Bennu, antik bir su dünyasıyla ilişkili kanıtlar taşıyan, yaşamın temel yapı taşlarını içeren bir asteroit. Bu bulgular yaşamın varlığına dair kanıt sunmasa da, var oluş koşullarının erken güneş sisteminde yaygın olabileceğine işaret ediyor. Bu durum, diğer gezegenlerde yaşamın oluşma olasılığını da artırıyor. Tüm bunlar, Bennu’nun Dünya’ya yaşam için gerekli su ve kimyasallar getiren kaynaklar arasında olabileceği teorisini destekliyor.

Bennu’dan elde edilen örneklerde, tuzlu suyun dünya dışı havuzlarda buharlaşması sonucu oluşan minerallerin de varlığı saptanmıştır. Bilim insanları, tuzlu su buharlaşırken geride kalan sodyum, karbon, kükürt ve fosfor gibi 11 önemli minerali ortaya çıkardılar.

Araştırmacılar, bu dünya dışı yüzey altı su havuzlarının, yaşam için hayati öneme sahip bileşenlerin bir araya gelerek daha karmaşık yapılar oluşturiana olanak sağlayabileceğine inanıyor.

BENNU’YA EN YAKIN YER: CERES

Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında yer alan cüce gezegen Ceres’te benzer yaşam koşullarının varlığı bekleniyor; bu durum Ceres’i yaşam araştırmaları için uygun bir hedef haline getiriyor.

Bilim insanları, Osiris-Rex kapsülünden elde edilen ve genellikle zor bulunan asteroit örneklerini inceliyor. Londra’daki Doğa Tarihi Müzesi’nde kozmik mineralog olarak görev yapan Sara Russell, şu ifadeleri kullandı:

Örneklerde keşfettiğimiz şeyler bizi oldukça şaşırttı. Korunan moleküllerin ve minerallerin zenginliği, daha önce analiz edilen hiçbir dünya dışı örnekle kıyaslanamaz. Bu karmaşık ve hassas koşullar, Dünya’daki biyolojik çeşitliliğin kökeni üzerine önemli bilgiler sunuyor. Bennu gibi asteroitlerin nasıl evrimleştiğini ve Dünya’nın yaşanabilir hale gelmesine nasıl katkıda bulunduğunu anlamamızda önemli bir ilerleme kaydettik.

HAYAT YOLUNDA BİR SONRAKİ ADIM

Bennu, yaklaşık 4.5 milyar yıl öncesine dayanan, güneş sisteminin oluşumunu yansıtan mükemmel durumda bir kalıntıdır.

Yaklaşık 500 metre çapında olan Bennu, daha önce var olan çok daha büyük bir asteroitin kalıntısıdır. Bilim insanları, Dünya’daki yaşam bileşenlerinin asteroitler tarafından gezegenimize taşındığını uzun zamandır öne sürüyor, fakat yakalandıklarında kirlilik riski nedeniyle bu örneklerin incelenmesi zordur.

Smithsonian Doğa Tarihi Müzesi meteor küratörü Tim McCoy, Bennu’nun ‘hayat yolunun bir sonraki adımı’ olduğunu savunuyor.

Osiris-Rex görevi ile elde edilen 113 gram kaya ve toz örneği, inceleme için dünyanın dört bir yanındaki laboratuvarlara gönderildi.

Yeni bulgular arasında sodyum klorür adıyla bilinen ve halk arasında kaya tuzu olarak bilinen mineraller de yer alıyor.

Tim McCoy, sözlerini tamamladı:

Bennu’dan edindiğimiz bilgiler, hayatın temel bileşenlerinin ilginç ve karmaşık şekillerde birleşmekte olduğunu gösteriyor. Hayata giden yolda bir sonraki adımı keşfettik. Artık bu yolculuk boyunca gereken temel yapı taşlarına sahibiz, fakat bu ortamın bu süreci ne kadar destekleyeceğini tam olarak bilemiyoruz.

Araştırma bulguları Nature Astronomy dergisinde yayımlandı.

ASTEROİTİN ADI VE MİTOLAJİK KÖKENİ

11 Eylül 1999’da LINEAR Projesi çerçevesinde keşfedilen, Apollo grubuna ait karbon yapılı Bennu, Sentry Risk Tablosu’nda listelenen potansiyel tehlikeli bir cisimdir. 2178 – 2290 yılları arasında Dünya’ya çarpma olasılığı bin 800’de 1 olarak tahmin edilmektedir. En büyük risk ise 24 Eylül 2182’dir.

Adını Güneş ve yeniden doğuşla ilişkilendirilen Eski Mısır mitolojik kuşu Bennu’dan alan 101955 numaralı bu asteroit, Arecibo Gözlemevi ve Goldstone Derin Uzay Ağı tarafından kapsamlı bir şekilde izlenmiştir.

*** The Telegraph – Bilim Editörü Sarah Knapton

“`